Burhan Ersan'ın Ebrusu

Pembenur Güvenç Atasyar'ın Burhan Ersan üzerine yazısı

BURHAN ERSAN’IN EBRU’SU

Burhan Ersan ‘su’yun akıcılığını, değişkenliğini ve gizemini muhakkak ki iyi bilenlerden.

Suyun , rengi (boyayı) üzerinde taşımasının ve ona yol göstermesinin olağanüstü macerasını keşfetmiş, yani ebruyu. Reng-i su diye adlandırıyor ebru sanatını.

Ersan, aynı zamanda bir şair.

Ebruyu iş edinenlerde felsefi duyarlılıklar olduğunu düşünüyorum. Çünkü  geleneğimizde ki ebru  sanatının ‘yaradana teslimiyet’ ve ‘nefs’ den arınma’ gibi bir anlamı var.

Bu görüşün ucu zaten tüm sanat anlayışlarına bir biçimde bağlanmıştır.

Ersan da geleneksel ebruyu günümüze şöyle bağlıyor :

 ‘’Şiirle ve renklerle düşünebilen bir ulusun, topraklarında oluşan soyutlama gücünün bir ifadesi olan ebrunun günümüz sanatıyla bütünleşme, belki de önüne yeni imkânlar sunma çabasıdır, EBRUYORUM.’’

Özel bir suyun yüzeyine sıçratılan bir boyanın, sivri uçlu bir gereçle ve belli bir kontrolle dağıtılması ile başlar ebru. Daha sonra sıçratılan yeni boyalar öncekileri zincirleme iterek kendisine yer açar, birbirlerine karışmaksızın. Bu itmede bir saygı da var mı? Ve de saygı içinde bir arada yaşama. Boyanın bu özel biçim oluştuğumu ebrunun özüdür.

Ebru sanatçıları buna uymak şartıyla dilediklerini yapabilirler.

‘Ebruyorum ‘da  budur.

Geleneksel ebrunun olağanüstü havasını yakalamak isteyen ve özenle çalışan çoğu günümüz ebrucularını saygıyla karşılıyorum. Yaptıkları sanattır çünkü ebruyu yaşamaktadırlar. Ayrıca onlar da modernin esintisini işlerine katmadan edemezler. Ama Burhan Ersan farklı bir yol tutturmuştur. O, disiplinler arası bir sanatçı olmanın özgürlüğünü yaşıyor, yaşamak istiyor. Gelenek ile moderni kaynaştırmak istiyor, ikisinden de vazgeçemiyor. Yani geçmişi günümüzle harmanlayıp geleceğe uzanmak istiyor. Ebrunun soyutlama gücüne inanıyor.

Burhan Ersan’ın ebrusu tuval üzerine yapılmış olmaları, bazılarında pentürel müdahalelerin olması ve şiddeti fazla olan renkler kullanması dolayısıyla geleneksel ebrudan ilk bakışta farklıdır.

Ama asıl önemli olan, yukarıdakilerle birlikte ebruyu modern soyut resim anlayışı ile bağdaştırma deneyimine girmiş olmasıdır. O, iri soyut figürleri, iri lekeleri, şiddetli renk ve açık- koyu kontrastları hatta sert köşeli geometrik biçimleriyle modern soyut resmin ebrudaki temsilciliğine soyunmuştur.

Bu figürler bir espas üzerinde neredeyse ebru ‘kolâj’ları gibi görünmekte ve bir yandan da sürrealist dokusal nesneleri çağrıştırmaktadırlar.

Pentürle müdahale ettiği ebrularında ise ebru pentürün olası bir kontrastı ve/ya da uyumu sağlanmıştır.

Ersan yüzeye yayılan ve daha çok fon oluşturan dalgalı hatlı ebru biçiminden, espas içinde figür ün belirgin kompozisyonuna dayanan batı resmine ebru tekniğiyle geçişi oldukça başarıyla sağlanmıştır.

Ersan yüzeye yayılan ve daha çok fon oluşturan dalgalı hatlı ebru biçiminden, espas içinde figürün belirgin kompozisyonuna dayanan batı resmine ebru tekniğiyle geçişi oldukça başarıyla sağlanmış görünüyor. Bunun yanında lekesel – lirik olan modern soyut ebruları da var.

Sanatçının ebruyu iç kısmına uyguladığı cam objeleri ise, kendisinin geliştirdiği bir yöntemle yapılmış.

21. yüzyılda zanaat- sanat ayrımının giderek azalacağına ve sanatın, iş – üretim – yaşantı bağlamındaki anlamının önem kazanacağına inanıyorum. Ve de Burhan Ersan ‘ın ebru ile ilişkisinden doğacak olan yeni değerleri doğrusu merak ediyorum.

 16 AGUSTOS 2004

 PEMBENUR GÜVENÇ ATASAYAR